Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK ün ziraat ve köylümüze verdiği önem bilinmektedir. "Türkiye nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür." demiştir Ulu önder Atatürk. "Atatürk, Yalova Millet Çiftliği’ni (Yalova Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü) 1929 yılında ziyaret ettiğinde, yörenin tek geçim kaynağı olan zeytinciliğin geliştirilmesi ve çiftlik yakınında bulunan verimden düşmüş 4.000 ağacın gençleştirilerek örnek bir zeytinlik durumuna getirilmesi talimatını vermiştir. Bunun üzerine, çiftlikte hızlı bir budama, gübreleme, bakım ve sulama çalışması yapılarak zeytinlikler verimli duruma getirilmiştir. Atatürkün emirleriyle İtalya dan Petrini adında bir teknik eleman getirttirilerek Bursa ilçelerindeki zeytinci köylerde kurslar açılmış ve zeytin çiftçisi bilinçlendirilmiştir. Atatürk bu çalışmaları takip etmiştir. Tarımda Tedrisatı Islah Kanunu çerçevesinde yurt dışına yetiştirilmek üzere gönderilen personelin büyük çoğunluğu zeytinciliğe ayrılmış ve Nizamettin Turgay, Ferruh Barlas, Kadri Akçal ve Adil Aytuna 2 yıl İtalya ya gönderilirler. Eğitimlerinden sonra Tarım Bakanlığına bağlı Mıntıka zeytincilik Mütehassıslığı da görevlendirilirler. Bu çalışmalar kapsamında yetiştirilen genç ziraatçılar "Zeytin bakım fen memuru" olarak köylerde zeytin çiftçilerini 15 günlük kurslar içinde eğitirler. Kurslarda başarılı olup mezun olanlar "usta" ikinci kez kursa katılarak mezunlar ise "çırak" olarak ehliyetnameleri verilmiştir. Bu şekilde binlerce zeytin çiftçisi eğitilmiş ve ileri yıllarda tekrar eğitimden geçirilerek başarılı olup olmadıkları sürekli takip edilmiştir. İlk zamanlar köylüler ağaçlarını budatmak istememişler ve zeytinliklere jandarma eşiliğinde girilmiş ve ağaçlar budanmıştır. İleriki zamanlarda budamanın faydasını gören köylüler de bu kez Zeytin bakım fen memurlarının ilk önce benim bahçeme girsin kavgaları çıkmıştır. (İnanın bunları okurken bende gözlerime inanamadım işte çiftçiyi eğitmek, düzen, nizam, kanun budur) Maalesef 1950 yılında bu teşkilatlar kaldırılmıştır. 1937 yılında İzmir Bornova da “Zeytincilik istasyonu” kurulmuş ve halen günümüze dek Zeytincilik Araştırma Enstitüsü olarak hizmet vermektedir. 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk gerçekleşmiş ve bir ürün için “3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Yasa” çıkarılmıştır. Atatürk ün tarıma ve tarım yapana verdiği önemin ispatı Orman çiftliğine vermiş olduğu önemde görülmektedir. Atatürk Türk köylüsünün çağa ayak uydurarak makineli tarıma geçmesini çok istemekteydi, bunun için ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ köylümüze örnekti. Orman çiftliğine çok önem veriyordu. Ancak ölümü ile Türk köylüsünün de geleceği tehlike altına girdi. Atatürk ün sağlığında başlayan zeytinciliğin ıslahı konusu ölümünden 2,5 ay sonra 26/01/1939 yılında kanun olarak çıkmıştır. Bence bu ivme ile 50 li yıllara kadar zeytinciliğe verilen önem devam edebilmiştir. Eğer 1929 yılından beri aynı görüş günümüze kadar gelebilseydi ,Türkiye dünyada en çok ağaç sayısı ve ürün alan ülkelerin başında olabilirdi. Günümüzde artık ekonomik olarak zeytinin değer kazanması ,insanları zeytin ağacı dikimine ve ziraatına maddi olarak zaten itmiştir. Ancak arada durgun geçen 50 yıl gerçeğini kimse değiştiremez. Düşünsenize bugün olan ,bu zeytin fidanı dikim furyası, şu geçen 50 yıllık zaman içinde olsaydı. 50 yaşında milyonlarca daha zeytin ağacı ile dünyanın en büyük zeytin ve zeytinyağı üreten ülkesi olur, dünya zeytin zeytinyağı borsası da elimizde olurdu.
"Bir şeye muhtaç değiliz: Yanlız birtek şeye ihtiyacımız var; Çalışkan olmak..."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
|